15 Ekim 2014 Çarşamba

6292 Sayılı Orman Köylülerinin Kalkınmalarının Desteklenmesi Ve Hazine Adına Orman Sınırları Dışına Çıkarılan Yerlerin Değerlendirilmesi İle Hazineye Ait Tarım Arazilerinin Satışı Hakkında Kanun İncelemesi


Kanun Yürürlük Tarihi : 26/04/2014

Kanunun Amacı                   :           Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin
değerlendirilmesi, yeni orman alanlarının oluşturulması, nakline karar verilen Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köyler halkının yerleştirilmesi ve orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi ile Hazineye ait tarım arazilerinin satışına ilişkin usul ve esasların belirlenmesidir.
İlgili İdare      : İllerde Defterdarlıklar, İlçelerde Mal Müdürlükleri

Yeniden Orman Olarak İhdas Edilecek Yerler
1.      2/B alanlarından tekrar orman olarak değerlendirilmesi, Orman Genel Müdürlüğünce kamulaştırılır.
2.      Nakline ve yerleştirilmesine karar verilen veya bulundukları yerleşim yerlerinden kaldırılmaları zorunlu bulunan Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köy ve mahalle halkının nakledilmesi sonucunda boşaltılan orman içindeki arazi, yapı ve tesis yerleri, Orman Genel Müdürlüğü tarafından Devlet ormanı olarak derhal ağaçlandırılır.
3.      2/A alanlarından amacı doğrultusunda değerlendirilemeyeceği veya bulundukları yerleşim yerlerinden kaldırılmaları zorunlu bulunan Devlet ormanları içinde veya bitişiğinde bulunan köy ve mahalle halkının iskânlarının temini için kullanılamayacağı anlaşılan yerlerle ilgili bu uygulama, Orman Genel Müdürlüğü tarafından resen iptal edilerek bu yerler orman vasfıyla Hazine adına tescil edilir.

Hak sahibi, başvuru ve doğrudan satış
Hak Sahibi     :          
1.      2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulan tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilen kişiler,
**bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul etmeleri şartıyla
2.       2/B alanlarında bulunan taşınmazlar hakkında bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra düzenlenecek güncelleme listelerine veya kadastro tutanaklarına ya da kesinleşmiş mahkeme kararlarına göre oluşturulacak tapu kütüklerinin beyanlar hanesine göre; bu taşınmazların 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı ve/veya üzerindeki muhdesatın sahibi olarak gösterilecek kişiler,

** bu taşınmazları satın almak için süresi içerisinde idareye başvuran ve idarece tespit edilen satış bedelini itiraz ve dava konusu etmeksizin kabul etmeleri şartıyla
Hak sahibi kabul edilirler.
* Hak sahibi olunmasında kanuni halefiyet, hak sahibinin veya mirasçılarının bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra noter tarafından düzenlenecek muvafakatname vermeleri hâlinde ise akdî halefiyet hükümleri geçerlidir.

Başvuru         :          
1.      1. Maddeye göre hak sahibi olanlar, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren altı ay içinde,
2.      2. Maddeye göre hak sahibi olanlar , güncelleme listelerinin tescil edildiği veya kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren sekiz ay içinde,

 idareye başvurarak bu taşınmazların bedeli karşılığında kendilerine doğrudan satılmasını isteyebilirler.


Taşınmazların Satış Bedeli  :           Rayiç bedelin yüzde yetmişidir.
Emanet Kaydı                                  :          
Başvuru sahiplerinden satış bedellerine mahsup edilmek üzere;
**belediye ve mücavir alan sınırları içinde olan yerler için iki bin Türk Lirası,
**dışında olan yerler için bin Türk Lirası başvuru bedeli alınarak
ilgilileri adına emanet hesabına kaydedilir.

Süre    : Satış işlemleri idarece, başvuru süresinin bittiği tarihten itibaren en geç altı ay içinde sonuçlandırılır.



Rayiç Bedel Tespiti:
Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce düzenlenen güncelleme listeleri veya kadastro tutanakları kapsamında kalan taşınmazların satış işlemleri, 1/5/2010 tarihinden itibaren tespit edilen rayiç bedeller üzerinden yapılır.
Ödeme Koşulları :   
Satış bedeli peşin veya taksitle ödenebilir. 

Peşin Satışlar da:
**Satış bedelinin tamamının peşin ödenmesi hâlinde yüzde yirmi,
**en az yarısının ödenmesi hâlinde yüzde on oranında
 indirim uygulanır ve bu bedeller idarece yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç üç ay içinde ödenir.
Tebliğ edilen satış bedeline itiraz edilemez ve dava açılamaz.

Taksitli Satışlar da  :
Peşinat alınmadan yapılan taksitle satışlarda ise satış bedelinin yüzde onu, yapılan yazılı tebligat tarihinden itibaren en geç üç ay içinde,
kalanı ise
belediye ve mücavir alan sınırları içinde en fazla üç yılda altı eşit taksitte,
belediye ve mücavir alan sınırları dışında ise en fazla dört yılda sekiz eşit taksitte
faizsiz olarak ödenir. 

Taksitli satışlarda kalan miktarı karşılayacak tutarda kesin ve taksitlendirmeye uygun süreli banka teminat mektubu verilmesi veya satışı yapılan taşınmazın üzerinde 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunu hükümleri uyarınca Hazine lehine kanuni ipotek tesis edilmesi hâlinde; taşınmaz, tapuda hak sahibi adına devredilir.
*İpotek tesis edilerek devredilen taşınmazların üçüncü kişilere satılması hâlinde borcun kalan tutarından alıcılar sorumludur. Bu hususta tapu kütüğünde gerekli belirtme yapılır.
**Hak sahibi adına mülkiyet devredilmeden yapılan taksitli satışlarda, hak sahibi tarafından yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda, tahsil edilen tutar hak sahibine aynen ve faizsiz olarak iade edilir.
*** Peşin satışlarda satış bedelinin tamamını, taksitli satışlarda ise peşinatı veya taksitleri vadesinde ödememek suretiyle yükümlülüklerini yerine getirmeyenlerin doğrudan satın alma hakları düşer. Ancak, taksitli satışlarda, taksit süresinin sonuna kadar ödenmek kaydıyla taksitlerden ikisinin vadesinde ödenmemesi yükümlülüklerin ihlali anlamına gelmez. Vadesinde ödenmeyen taksit tutarlarına gecikme zammı uygulanır.
Sözleşme        :          
 İdare tarafından yapılan taşınmaz mülkiyetinin devrini amaçlayan taşınmaz satış sözleşmeleri ile kanuni ipotek sözleşmelerinde resmî şekil şartı aranmaz. 




Hak Sahipliği Belgesi:
Hak sahibinin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, imzası, fotoğrafı ve nüfus bilgilerini içerecek şekilde idarece düzenlenir. Düzenlenen hak sahipliği belgelerinin idarece yazılı olarak tapu idaresine bildirilmesi üzerine, devir ve kanuni ipotek tapu siciline resen tescil edilir.

Doğrudan Satışın Uygulanamayacağı Yerler       :
Doğrudan satılması gereken taşınmazlardan ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan ya da Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ile ilgili idarelerce bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç üç ay içerisinde idareye bildirilmesi şartıyla özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gerekenler ile içme ve kullanma suyu havzalarında maksimum su seviyesinden itibaren üç yüz metrelik bant içerisinde kalan yerler hak sahiplerine satılmaz.

**Takas         :           Bu taşınmazların yerine istenilmesi hâlinde hak sahiplerine, hak sahibi oldukları taşınmazın rayiç değerine eşdeğer öncelikle aynı il sınırları içerisinde bulunan 2/B alanlarındaki taşınmaz, bu maddenin dördüncü fıkrasına göre hesaplanacak satış bedeli karşılığında doğrudan satılabilir.

Hak sahiplerinden idarenin teklifini kabul etmeyenler doğrudan satış hakkından yararlanamazlar, başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar.

Hak Sahipliğinin Kalmaması          :
Hak sahibi bulunmayan veya doğrudan satın almaya ilişkin hak sahipliği kalmayan taşınmazların tapu kütüklerinde yer alan 2/B, kullanıcı ve muhdesat belirtmeleri Maliye Bakanlığının talebi üzerine tapu idaresince terkin edilir ve bu taşınmazlar Maliye Bakanlığınca satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.
Hak sahipliği kalmayan taşınmazların değerlendirilmesi amacıyla, 4706 sayılı Kanunun 5 inci maddesinin son fıkrası kapsamında kalanlar hariç olmak üzere, üzerlerinde bulunan kişilere ait yapı ve eklentiler; o yıla ait Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapı birim fiyatlarından eksik imalat bedelleri ve yıpranma payı düşüldükten sonra kalan bedeli ilgililerine ödenmek suretiyle yıktırılır veya bu şekilde belirlenen bedel, taşınmazın değerine eklenerek son müracaat tarihinden itibaren üç yıl içinde satılarak satıştan elde edilen gelirden yapı ve eklenti sahiplerine ödenir ve idare tarafından yapıların tahliyesi sağlandıktan sonra ferağ işlemleri gerçekleştirilir.

2/A Veya 2/B Belirtmelerinin Terkini Ve İade Edilecek Taşınmazlar
1.    Tapu ve kadastro veya imar mevzuatına göre ilgilileri adına oluşturulan ve tapuda halen kişiler adına kayıtlı olan taşınmazlardan Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi bulunan veya konulan taşınmazların tapu kayıtları

 bedel alınmaksızın geçerli kabul edilir ve tapu kütüklerindeki 2/A veya 2/B belirtmeleri terkin edilerek tescilleri aynen devam eder,

 aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir, açılan davalar sonucunda tapularının iptaliyle Hazine adına tesciline karar verilen, kesinleşen ve tapuda henüz infaz edilmeyen taşınmazlar hakkında da aynı şekilde işlem yapılır.

 Ancak bu kararlardan infaz edilerek tapuda Hazine adına tescil edilen taşınmazlar ise, ilgilileri tarafından bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde idareye başvurulması hâlinde, bedelsiz olarak önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına iade edilir.

2.     Özel kanunları gereğince Devlet tarafından kişilere satılan, dağıtılan, trampa edilen, bedelli veya bedelsiz olarak devredilen veya iskânen verilen ya da özelleştirme suretiyle satılanlar ile hisseleri devredilen özel hukuk tüzel kişileri adına kayıtlı olan ancak daha sonra Hazine adına orman sınırı dışına çıkarıldığı gerekçesiyle tapu kütüklerine 2/A veya 2/B belirtmesi konulan taşınmazların tapu kayıtları geçerli kabul edilir,

aynı gerekçeyle bu nitelikteki taşınmazlar hakkında dava açılmaz, açılan davalardan vazgeçilir,

açılan davalar sonucunda Hazine adına tescil edilenler ise, bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren iki yıl içinde ilgilileri tarafından idareye başvurulması hâlinde önceki maliklerine veya kanuni ya da akdî haleflerine bedelsiz olarak iade edilir.

 Ancak, bu kişilerden taşınmazlarına karşılık daha önce yer verilenlere veya bedeli ödenenlere iade işlemi yapılmaz.

Bu fıkra kapsamında kalan taşınmazların kullanıcılarının kayıt maliklerinden farklı kişiler olmaları ve kayıt maliklerinin bu fıkradan yararlanmak istemeleri hâlinde, kullanıcılar bu Kanunda belirtilen şartları taşısalar dahi doğrudan satış hakkından yararlanamazlar.

3.    Yukarıda ki maddeler kapsamında kalan taşınmazlardan tapuda Hazine adına tescilli olan taşınmazlar hakkında aynı fıkrada belirtilen süre içerisinde idareye başvurmayan ilgililerin hakları bu süre sonunda sona erer, bu kişiler idareden başkaca talepte bulunamazlar, hak ve tazminat talep edemezler ve dava açamazlar. Bu taşınmazlardan Hazine adına tescilli olanlar idarece satış dâhil genel hükümlere göre değerlendirilir.

4.    İlgililerine iade edilmesi gereken taşınmazlardan orman olduğu iddiasıyla Orman Genel Müdürlüğünce açılan davalar sonucunda orman niteliğiyle Hazine adına tescil edilen, fiilen orman niteliğinde olan veya bu nedenle dava açılması gereken, ağaçlandırılmak üzere Orman Genel Müdürlüğüne tahsis edilen, kamu hizmetlerine ayrılan veya bu amaçla kullanılan, özel kanunlar gereğince değerlendirilmesi gereken veya Maliye Bakanlığınca belirlenen taşınmazlar ilgililerine iade edilmez. Bu taşınmazların yerine, idarece belirlenen ve ilgililerince itiraz ve dava konusu edilmeksizin kabul edilen rayiç bedelleri ödenebilir veya rayiç bedellerine uygun taşınmazlar verilebilir.

DAVALAR
1.    2/A alanları için orman sınırları dışına çıkartma ile orman sınırlandırması ve tespit, tefrik ve tescil işlemlerine karşı yapılan itirazlar ve açılan davalar bu Kanuna göre yapılacak işlemleri durdurmaz.

Bu konuyla ilgili davalarda yürütmeyi durdurma ve tedbir kararı verilemez.

Bu yerlerde hak iddia edenlerin açtıkları davalar davacılar lehine sonuçlandığında bu taşınmazlar genel hükümlere göre kamulaştırılır. Bu taşınmazlarda hak sahipliği iddiasında bulunanların itirazları ile rayiç bedellere itirazlar yapılan işlemleri durdurmaz, itiraz mahkemeye intikal etmiş ise kesinleşen mahkeme kararına göre işlem yapılır.

2.    Bu Kanuna göre yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar 2/B alanları hakkında Hazine tarafından kişiler aleyhine açılması gereken davalar açılmaz,açılmış ve devam eden davalar durdurulur.
Durdurulan bu davalara konu taşınmazlar hakkında hak sahipleri veya ilgilileri tarafından bu Kanunda belirtilen süreler içinde gerekli başvuruların yapılmaması veya başvuru yapılmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi hâlinde mahkemelerce bu davalara devam edilerek genel hükümlere göre karar verilir.

3.    Bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılmak üzere ilgilileri tarafından süresi içerisinde başvuruda bulunulmaması veya başvuruda bulunulmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi sebebiyle hakkında işlem yapılamayan taşınmazlara ilişkin olarak ikinci madde uyarınca açılmamış davalar açılır, durdurulan davalara devam edilir ve kesinleşmiş yargı kararları yerine getirilir.

4.    Bu Kanun kapsamında kalan 2/B alanları hakkında yapılacak işlemler sonuçlanıncaya kadar, bu alanların aynına yönelik olarak dava açılmasına ilişkin hak düşürücü süreler işlemez.

5.    Hak sahipleri veya ilgilileri tarafından taşınmazın satın veya devralınması hâlinde; satışa veya devre konu taşınmazlar hakkında bu kişiler tarafından Hazine aleyhine ya da Hazine tarafından bu kişiler aleyhine açılan ve durdurulan davalarda mahkemelerce verilecek kararlarda yargılama giderlerinin tarafların üzerlerine bırakılmasına karar verilir ve Hazine lehine vekalet ücretine hükmedilmez, verilmiş olan kararlardan henüz infaz edilmeyenlerle Hazine lehine hüküm altına alınan bu alacaklar tahsil edilemez.


DİĞER İŞLEMLER( MD. 11)

1.    Taşınmazların hak sahiplerine doğrudan satılması, ilgililerine devredilmesi veya iade edilmesi ve bu taşınmazların tapu kütüklerindeki 2/B, kullanıcı ve muhdesat belirtmelerinin kaldırılması; bu taşınmazların üzerlerindeki imar mevzuatına aykırı yapılar bakımından kazanılmış hak oluşturmaz. (Kazanılmış Hak)

2.    Fiili durumuna uygun olarak ifraz edilerek müstakil parsel olarak satılması mümkün olmayan taşınmazlar paylı olarak, üzerinde çok katlı bina bulunan taşınmazlar ise kat mülkiyeti tesisi suretiyle, bunun mümkün olmaması hâlinde paylı olarak satılabilir. (Kat Mülkiyeti, Paylı Mülkiyet)

3.    Bu Kanun kapsamında kalan taşınmazlardan hak sahiplerine satılmaması, ilgililerine devredilmemesi veya iade edilmemesi gerektiği halde bu tasarruflara konu edilenlerden; satılanların satış bedeli kanuni faiziyle iade edilir, devir ve iade edilenler ise bedelsiz olarak geri alınır. (Geri Alma)

4.    Hak sahibi bulunmayan taşınmazlar ile bu Kanun hükümlerine göre işlem yapılmak üzere hak sahipleri veya ilgilileri tarafından süresi içerisinde başvuruda bulunulmaması veya başvuruda bulunulmasına rağmen yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ya da gerekli şartları sağlayamaması sebebiyle doğrudan satılamamaları veya iade edilmemeleri sebepleriyle haklarında işlem yapılamayan taşınmazların tapu kütüklerinde yer alan 2/B, kullanıcı ve muhdesat belirtmeleri Maliye Bakanlığının talebi üzerine tapu idaresince terkin edilir ve bu taşınmazlar Maliye Bakanlığınca genel hükümlere göre değerlendirilir. Bu yerlerden kamu hizmetlerinde kullanılanlar, kamu idarelerinin ihtiyaçları için gerekli olanlar ve özel kanunları gereğince ilgili idarelere tahsisi gerekenler Maliye Bakanlığınca tahsis edilir. (Terkin ve Tahsis)

5.    Bu Kanun hükümlerine göre hak sahiplerine doğrudan satılan, tapu kayıtları geçerli kabul edilerek devredilen ve iade edilen taşınmazların tapu kütüklerindeki 6831 sayılı Kanunun 2 nci ve 2/B maddesine tabi olduğu yönünde konulmuş belirtmeler, Maliye Bakanlığının talebi üzerine tapu idaresince terkin edilir. Bu taşınmazlardan ecrimisil alınmaz, tahakkuk ettirilen ecrimisiller terkin edilir, başvuru tarihi itibarıyla son beş yıl için tahsil edilen ecrimisil bedeli satış bedelinden mahsup edilir, bu bedelden fazlası iade edilmez. (Ecrimisil Bedellerinin İadesi)

6.    Hak sahipliğine esas tarihin tespiti konusunda tereddüt olması hâlinde hak sahipliği, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce bildirilen bilgi ve belgelere göre, bunun mümkün olmaması hâlinde başvuru sahipleri tarafından ibraz edilen belgelere göre idarece belirlenir. (Hak Sahipliğinin Tarihinin Tespiti)

7.    Bu Kanun kapsamında doğrudan hak sahiplerine satılacak 2/B alanlarında kalan taşınmazlardan tek parselde birden fazla hak sahibinin olması ve bu hak sahiplerine satılacak arazinin ifrazı hâlinde yüzölçümünün 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda belirtilen bölünemez büyüklüğün altına düşmesi hâlinde; bu araziler, 5403 sayılı Kanunda belirtilen bölünemez büyüklüğün altına düşmemek kaydıyla, diğer hak sahiplerinin yazılı olarak muvafakat vermesi durumunda talep eden hak sahiplerine satılabilir. ( Tek Parselde Birden Fazla Hak Sahibi)


8.    31/12/1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman vasfını kaybetmesine rağmen, askeri yasak bölgelerde kalması ve 6831 sayılı Kanunun 17 nci maddesi uyarınca ilgili kamu kurumu adına izin verilmesi veya lehine irtifak hakkı tesis edilmesi ve muhafaza ormanı olması nedeniyle, 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanunla değişik 2 nci maddesinin (B) bendi uygulaması ile orman sınırı dışına çıkartılma işlemi yapılamayan yerlerin orman kadastrosu ve 6831 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin (B) bendi uygulaması en geç altı ay içerisinde tamamlanır. Bu alanlarda 6831 sayılı Kanunun 2 nci maddesinin dördüncü fıkrasının izin veya irtifak hakkı tesis edilen yerlerde orman kadastrosu yapılmayacağına ve ormanlık alanın sınırlarında daraltma yapılamayacağına dair hükmü uygulanmaz. Bu yerlerin 31/12/2011 tarihinden önce kullanıcısı veya üzerlerindeki muhdesatın sahibi olduğu tespit edilen kişiler de bu Kanuna göre hak sahibi sayılır ve bu kişilerin bu Kanuna göre belirlenecek rayiç bedeli ödemeyi kabul etmeleri hâlinde, kullandıkları taşınmazın rayiç değerine eşdeğer öncelikle aynı il sınırları içerisinde bulunan 2/B alanlarındaki taşınmaz, bu Kanunun 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrasına göre hesaplanacak satış bedeli karşılığında doğrudan satılabilir.

10 Ekim 2014 Cuma

YARGITAY'DAN EMSAL 'RADAR' KARARI


YARGITAY'DAN EMSAL 'RADAR' KARARI

Uyarı levhası bulunmayan yolda kesilen hız cezası Yargıtay'dan döndü. Sürücüyü uyarmadan gizli radar kaydı yapılarak kesilen 343 lira ceza iptal edildi. Emsal niteliğindeki kararın gerekçesinde 'Devlet vatandaşını tuzağa düşüremez' denildi.

Yargıtay'ın radar cezası hakkındaki kararı emsal oldu. Adana'daki olayda trafik ekipleri yol kenarında gizli radar uygulaması yaptı. Bu sırada yoldan geçen bir sürücü uyarı levhası olmadığı için radara yakalandı. Trafik ekipleri hız limitini aşan sürücüye 343 lira ceza kesti

RADARIN PEŞİNE DÜŞTÜ

Plakasına yazılan 343 lirayı görünce şaşıran sürücü hukuki süreç başlattı. Radar uygulamasının hangi güzergahta yapıldığını öğrenen sürücü hız limitini aştığı yolda radar uyarısının bulunmadığını fark etti. Avukatı Umut Metin ile kesilen cezaya itiraz eden sürücünün dosyası Yargıtay'a kadar gitti.

 YARGITAY: KABUL EDİLEMEZ

Yargıtay 7. Ceza dairesi, Alaşehir Sulh Ceza Mahkemesi'nce verilen cezanın iptaline yönelik kararı onadı. Yüksek mahkeme bu kararı 'Devlet vatandaşına tuzak kuramaz' sözleriyle yorumladı.

Gerekçeli kararını hazırlayan Yargıtay şu ifadelere yer verdi: 'Kişilerin mal ve can güvenliğini sağlamak amacıyla yapılması gereken trafik denetimlerini yol kullanıcılarına ceza vermek amacıyla bilgilendirme yapmadan kural ihlali yapmasını beklemek trafik kurallarının konuluş amacına uygun olmadığı gibi araç sürücülerine tuzak kurulması anlamına gelecektir ki bu durum, çağdaş hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmaz ve kabul edilemez.'

TERSTEN KAYIT YAPAMAZ


Yargıtay'ın emsal nitelikteki kararını yorumlayan Avukat Umut Metin, "Bu şekilde bir nevi trafik polislerinin tuzak kurar gibi araçları ters döndürerek yol kenarında beklemeleri, hiçbir hız sınırlamasının uyarı levhaları ile belirtilmediği yerlerde bir anda çeviri yaparak sürücülere hız limiti aşımı nedeniyle ceza tesis etmeleri hukuk devletine yakışır bir yöntem olmadığının da altını çizmiştir" ifadelerini kullandı. Metin ayrıca karar sonrasında birçok sürücünün kesilen cezalara itiraz etmesi gerektiğini belirtti.

KAMU İHALELERİNDE İHALE ŞİKAYET VE İTİRAZEN ŞİKAYET USULÜ


KAMU İHALELERİNDE
İhale Kararına  Yönelik Şikayet (İdareye) ve İtirazen Şikayet (KİK’e)
Şikayet/itirazen Şikayet

4734 sayılı Kanun kapsamında yapılan ihalelere ilişkin olarak, aday, istekli veya istekli olabileceklerin, önce idareye şikayet
                   daha sonra da 
Kamu İhale Kurumuna itirazen şikayet 

başvurusunda bulunabilecekleri şeklinde iki aşamalı inceleme sistemi öngörülmüştür.

Şikayet ve itirazen şikayet, dava açılması öncesi kullanılması gereken zorunlu bir başvuru yoludur.
 
 Başvuru Süreleri (İdareye şikayet süresi)

İdareye şikayet süresi;
ihale sürecindeki şikayete konu işlem veya eylemlerin
farkına varıldığı veya farkına varılmış olması gerektiği tarihi izleyen günden itibaren
Kanunun 21 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) ve (c) bentlerine göre yapılan ihalelere yönelik başvurularda 5 gün, 

Diğer hallerde 10 gündür. 

Kısmi Teklife Açık Olan İhalelerde Şikayet

**Kısmi teklife açık olan ihalelere yönelik itirazen şikayet başvurusunda bulunulması halinde,
KİK tarafından başvuru sonuçlandırılmadan başvuruya konu kısım/kalem veya grubun sözleşmesi imzalanamaz.

İtirazen şikayet başvurusuna konu edilmeyen diğer kısım/kalem veya gruplar yönünden ise Kamu İhale Genel Tebliğindeki açıklamalar çerçevesinde her bir kısım/kalem veya grup için ayrı sözleşme yapılmasının mümkün olması kaydıyla,
***bu kısım/kalem veya grubun sözleşmesi imzalanabilir.

Çerçeve Anlaşma İhalelerinde Şikayet Süreci

Çerçeve anlaşmanın imzalanmasına kadar geçen süre içerisindeki idari işlem ve eylemler
(tekliflerin sunulması, değerlendirilmesi ve ihalenin sonuçlandırılması) ile On iki ayda bir yapılacak yeterlik değerlendirmesine ilişkin idari işlem ve eylemler hakkında, önce idareye şikayet ve sonrasında Kuruma itirazen şikayet başvurusu yapılacaktır. (şikayet ve itirazen şikayet süresi 10 gündür)Kurumun inceleme süresi 20 gündür.

Çerçeve Anlaşma İhalelerinde Şikayet Süreci (Münferit Sözleşme Süreci )
 Münferit sözleşme süreci içerisindeki idari işlem ve eylemlere
(münferit sözleşmeye davet, tekliflerin değerlendirilmesi ve münferit sözleşmenin imzalanması)
karşı ise doğrudan Kuruma itirazen şikayet başvuru yapılabilecektir.

    ****İtirazen şikayet süresi: İdari işlem ve eylemin farkına varıldığı veya farkına varılmış olması gerektiği tarihi izleyen günden itibaren 3 iş günüdür.

   Kurumun inceleme süresi 10 iş günüdür.


    Sürelerle İlgili Genel Esaslar

İdarenin işlem veya eylemlerine karşı yapılacak başvurularda şikayete yol açan durumun
farkına varıldığı yahut farkına varılmış olması gerektiği tarihi,
(Örneğin kesinleşen ihale kararının tebliğinden itibaren)

Şikayet üzerine idare tarafından verilen kararın bildirildiği veya bildirilmiş sayıldığı tarihi,

****10 gün içerisinde karar alınmaması halinde ise bu sürenin bitimini, 

İzleyen günden itibaren başlar.
   

 Sürelerle İlgili Genel Esaslar (Tatil Günü)

Tatil günleri sürelere dahil olup, sürenin son gününün tatil gününe rastlaması halinde süre, tatil gününü izleyen ilk iş gününün bitimine kadar uzar.

Sürelerle İlgili Genel Esaslar (Sözleşmenin İmzalanması)

İhale sonucunun bütün isteklilere bildiriminden itibaren Kanunun 21 inci maddesinin (b) ve (c) bentlerine göre yapılan ihalelere yönelik başvurularda 5 gün, 

Diğer hallerde 10 gün geçmedikçe sözleşme imzalanamayacağından,
bu sürelere uyulmadan sözleşmenin imzalanmış olması,

şikayet ve itirazen şikayet başvurusunda bulunulmasına engel teşkil etmez.

Sürelerle İlgili Genel Esaslar (İhale Kararının Tebliğinde Gerekçe Olmaması)

Kesinleşen ihale sonucunun bildiriminde, tekliflerin değerlendirmeye alınmama veya uygun bulunmama gerekçelerine mutlaka yer verilmelidir.

 Kesinleşen ihale karar tebliğinde tekliflerin değerlendirmeye alınmama veya uygun bulunmama gerekçelerine yer verilmemesi halinde,
****tekliflerinin değerlendirmeye alınmama ya da uygun görülmemesine karşı yapılacak şikayet başvurusunda,
**isteklilere kararın gerekçelerinin bildirilmesiyle şikayet konusundan haberdar olduklarından
** sürenin hesabında kesinleşen ihale kararının bildirim tarihinin değil, 
***karar gerekçelerinin bildirildiği tarihin esas alınması gerekmektedir. 

Başvuruların Şekil Unsurları

İdareye başvuru dilekçesinde;

1-Başvuru sahibinin ve varsa vekil ya da temsilcisinin; adı, soyadı veya unvanı, adresi, varsa bildirime esas elektronik posta adresi ve faks numarası ile imzası,

2-İhaleyi yapan idarenin ve ihalenin adı veya ihale kayıt numarası,
Başvuruların Şekil Unsurları
 İdareye başvuru dilekçesinde;

3-Başvuru konusunun farkına varıldığı
 veya
**bildirildiği tarih,
**başvurunun konusu,
**sebepleri ve dayandığı deliller belirtilmelidir.

Başvuruların Şekil Unsurları (Yetki belgesi)

Aday veya isteklinin başvuru belgeleri veya teklif zarfı içerisinde başvuruda bulunmaya yetkili olunduğuna dair belgelerin bulunması durumunda,dilekçe ekinde söz konusu belgeler sunulmamış olsa da başvurunun usulüne uygun olduğu kabul edilir.

Başvuruların Şekil Unsurları (Ortak Girişim)

Ortak girişim adına yapılacak şikayet veya itirazen şikayet başvurularının,

pilot ortak/koordinatör ortak 
veya
temsil yetkisi verilen özel ortak 
ya da
ortakların tamamı 

tarafından yapılması zorunludur.


İdare Tarafından İnceleme (İnceleme Kimler Tarafından Yapılmalı?)

İdareye yapılan şikayet başvurusu üzerine inceleme;ihale yetkilisince bizzat yapılabileceği gibi,
ihale yetkilisinin görevlendireceği bir veya birden fazla raportör tarafından da yapılabilir.
İhale komisyonu üyeleri de raportör olarak görevlendirilebilir.


İdare Tarafından İnceleme (Karar Alınması) 

İdare tarafından yapılan inceleme sonucunda
10 gün içerisinde karar alınarak başvuru sonuçlandırılır.

Bu süre içinde idarece bir karar alınmaması durumunda başvuru zımnen reddedilmiş sayılır.

İdare Tarafından Alınacak Kararlar

1- İhalenin İptaline,

2- Düzeltici İşlem Belirlenmesine,

3- Başvurunun Reddine,

   Karar Verilir.

Kararlarda Bulunacak Hususlar ( 17/07/2010 tarihli Düzenleme)

h) Kararın tebliğ ediliş şekline göre;

                *** iadeli taahhütlü mektupla gönderilme,
*** imza karşılığı elden teslim edilme,
***faksla gönderilme veya elektronik postayla gönderilme
tarihi,


ı) Karara karşı başvuru yapılabilecek itiraz mercii ve başvuru süresi.

Şikayet Başvurusu Üzerine İhale Kararının Değişmesi

Şikayet başvurusu üzerine alınan kararın
ihale komisyonunun yeniden karar vermesini gerektirmesi halinde, 
ihale komisyonu tarafından yeniden bir değerlendirme yapılmak suretiyle bir karar alınmalıdır.

Kararın Tebliği Ve Yapılacak İşlemler (Sözleşmenin İmzalanması)

Son bildirim tarihini izleyen günden itibaren süresi içinde (10 gün) Kuruma itirazen şikayet başvurusunda bulunulmamış ise idare tarafından kararın gerektirdiği işlemler yerine getirilir.

Sözleşme imzalanmadan önce KİK’in web sayfasından itirazen şikayet başvurusu olup olmadığı öğrenilmelidir.

Kuruma İtirazen Şikayet Başvurusu (Hangi Haller)

1- İhale sürecinde yapılan şikayet başvuruları üzerine idare tarafından alınan kararın uygun bulunmaması,

2- Süresi içinde karar alınmaması,

3- Şikayet ya da itirazen şikayet üzerine idare tarafından alınan ihalenin iptali kararlarına karşı,

doğrudan Kuruma itirazen şikayet başvurusunda bulunulabilir.

İdare Tarafından Alınan İhalenin İptal Kararlarına Karşı Doğrudan İtirazen Şikayet

*** İhalenin iptal kararlarından sadece aşağıda belirtilenler itirazen şikayete konu edilebilir:

a) Şikayet başvurusu üzerine
** idare tarafından şikayet dilekçesinin kayıtlara alındığı tarih veya sonrasında herhangi bir nedenle alınan iptal kararları.

b) İtirazen şikayet üzerine KİK tarafından başvurunun reddine veya düzeltici işlem belirlenmesine karar verildikten sonra idare tarafından alınan iptal kararları.

İdarenin İptal Kararına Karşı İdari Yargı Yolu

Herhangi bir şikayet veya itirazen şikayet başvurusu olmaksızın

***idare tarafından alınan ihalenin iptali kararlarına karşı Kuruma itirazen şikayet başvurusunda bulunulamayacağından, bu kararlar ancak idari yargı mercilerinde dava konusu edilebilir.


Şikayet Başvurusunda Bulunmayanların Doğrudan İtirazen Şikayeti

 İdareye şikayet başvurusunda bulunmayanlar,
(Şikayet başvurusu üzerine idarenin aldığı karar kendilerine de bildirildiğinden,)
 Bu kararlardan;
-- bir hak kaybına/zarara uğradığı,
---zarara uğramasının muhtemel olduğu,
 iddiasıyla
 ve
şikayet başvurusuna ilişkin olarak verilen kararda belirtilen hususlarla sınırlı olarak

doğrudan Kuruma itirazen şikayet başvurusunda bulunurlar.

İtirazen Şikayet Süresi
İtirazen şikayet başvurusu;
1- İhale sürecinde idareye yapılan şikayet başvuruları üzerine verilen kararların bildirimini izleyen tarihten
2- 10 günlük cevap verme süresi içinde idare tarafından bir karar alınmaması durumunda bu sürenin bitiminden itibaren 

***10 gün içinde 

3- Şikayet veya itirazen şikayet üzerine ihalenin iptaline ilişkin olarak idare tarafından alınan kararlara karşı yapılacak başvurularda 
5 gün içinde yapılmalıdır. 

İtirazen Şikayetin Kapsamı
(KİK’e Şikayette Dikkat Edilmesi Gereken Husus)

İdarenin şikayet üzerine aldığı kararda belirtilen hususlar hariç,

***şikayet başvurusunda belirtilmeyen hususlar,

itirazen şikayet başvurusuna konu edilmemelidir.

****KİK tarafından itirazen şikayet başvurusunun incelenmesinde, 

idareye başvuru konusu edilmeyen hususlar dikkate alınmayacaktır.


KİK Tarafından  Yapılacak İşlemler

İtirazen şikayet başvurusu üzerine, Kurum tarafından şikayetin esasının incelenmesine geçilmesi durumunda;
idareden gerekli görülen bilgi ve belgeler veya ihale işlem dosyası daire başkanlığı tarafından istenir.

İtirazen şikayet başvurusu üzerine Kurumca başvuru sonuçlandırılıp nihai karar bildirilinceye kadar, idareler sözleşme imzalayamaz.

Kurum Tarafından Yapılan Esas İnceleme

İncelemenin kapsamı;

başvuru sahibinin iddiaları ile idarenin şikayet üzerine aldığı kararda belirtilen hususlarla sınırlı olarak incelenir.

İhalenin iptali kararlarına karşı yapılan başvurular, iptal gerekçeleriyle sınırlı olarak incelenir.

Kurum Tarafından Yapılan Esas İnceleme (Eşit Muamele İlkesi)

İhale veya ön yeterlik dokümanının verilmesi,başvuruların veya tekliflerin sunulması, değerlendirilmesi ve ihalenin sonuçlandırılmasıyla ilgili olarak ise,
başvuru sahibinin iddiaları ve idarenin şikayet üzerine aldığı kararda belirtilen hususlar ile itiraz edilen işlemler bakımından eşit muamele ilkesinin ihlal edilip edilmediği yönünden incelenir.


Kurum Tarafından Yapılan Esas İnceleme (Şikayetten Feragat  Hali)

Sözleşmenin Kanunda belirtilen sürelere ve usule uyulmadan imzalanmış olması,
itirazen şikayet başvurusundan feragat edilmesi,
Kurum tarafından itirazen şikayet başvurusunun incelenip sonuçlandırılmasına engel teşkil etmez.


Kurumun İnceleme Süresi

21 (b) ve (c) bentlerine göre yapılan ihaleler 
ile
ihalenin iptal edilmesi kararına karşı yapılacak itirazen şikayet başvurularında;

ihaleye ilişkin gerekli bilgi ve belgelerin Kurum kayıtlarına alındığı tarihten itibaren
10 iş günü içinde,
Diğer itirazen şikayet başvurularında 20 gün içinde

Nihai kararını verir.


Kurum Tarafından Alınacak Karar Çeşitleri

İhale sürecinin devam etmesine engel oluşturacak ve düzeltici işlemle giderilemeyecek hukuka aykırılığın tespit edilmesi halinde ihalenin iptaline,

İdare tarafından düzeltme yapılması yoluyla giderilebilecek ve ihale sürecinin kesintiye uğratılmasına gerek bulunmayan durumlarda, düzeltici işlem belirlenmesine,

Hukuka aykırılığın tespit edilememesi veya itirazen şikayet başvurusuna konu hususun Kurumun görev alanında bulunmaması hallerinde başvurunun reddine,
     
Karar verilir.

Kurum Tarafından Alınacak Kararlar (Suç Duyurusu)

 4- Kurul tarafından gerekli görülen hallerde,

 idari ve/veya cezai yönleriyle gereği yapılmak üzere konunun ilgili idarelere bildirilmesine ve/veya yetkili Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verilir.

Kurum Tarafından Alınacak Kararlar (Tarafların Dinlenmesi)

Kurul tarafından gerekli görülen durumlarda tarafların ve gerekli görülecek diğer ilgililerin dinlenmesine karar verilebilir.

Dinleme toplantısı yapılmasına karar verilmesi halindeKurul tarafından belli bir gün ve saat tayin edilir ve taraflar ile ilgililere bildirilir.

Kurul Kararlarının Sonuçları Ve Uygulanması

İdare, hukuki durumda değişiklik yaratan Kurul kararlarının gerektirdiği işlemleri ivedilikle yerine getirmek zorundadır.

Hukuki durumda değişiklik yaratan Kurul kararlarının eksik veya yanlış uygulandığını iddia eden ilgililer, itirazen şikayet başvurusunu doğrudan Kuruma yaparlar.

Kurul tarafından alınan kararların hiç uygulanmaması halinde ilgililer doğrudan Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunabilir.

Bildirim ve Tebligat Esasları

Kurul tarafından başvurular üzerine verilen bütün nihai kararlar, karar tarihini izleyen 5 iş günü içinde taraflara bildirime çıkarılır.

ve bu tarihi izleyen 5 gün içinde Kurumun internet sayfasında yayımlanır.

Kurul Kararlarının İdare Tarafından   Uygulanma Şekilleri

İhalenin İptal Edilmesi:
***İhale komisyonu veya ihale yetkilisi tarafından
KİK kararı esas alınarak ihale iptal edilmeli,

***İsteklilere yeniden tebligat yapılmalıdır.

Kurul Kararlarının İdare Tarafından   Uygulanma Şekilleri

Düzeltici İşlem Belirlenmesi:

İhale komisyonu tarafından yeniden değerlendirme yapılarak
KİK Kararı doğrultusunda karar alınır ve tebliğ işlemi yapılır.

KİK Kararı Esaslı Komisyon Kararına İtiraz İşlemi

***İdare, tebligattan sonra itiraz süresi sonuna kadar beklemek zorundadır.

--Alınan karara itiraz edecek olan istekliler, (itirazda bulunmayanlar idareye değil) direk  KİK’e başvurmaları gerekmektedir.

Kurul Kararlarının İdare Tarafından   Uygulanma Şekilleri

Düzeltici İşlem Belirlenmesi:
(Ekonomik Açıdan Avantajlı İsteklilerin Elenmesi Durumu)

****İhale komisyonu tarafından KİK Kararı doğrultusunda karar alındıktan sonra
“yaklaşık maliyetin altında” teklif olması halinde ihalenin bu istekli  üzerine yapılması gerekir.
****En düşük teklifin yaklaşık maliyetin üzerinde olması durumunda;

ihale, rekabet ve ödenek açısından iptal edilmelidir.

22 Temmuz 2014 Salı

Avukatlık Ücret Sözleşmesi



AVUKATLIK SÖZLEŞMESİ
Avukatlık sözleşmesi; baro levhasına yazılı olup, mesleğini serbest olarak yapan avukat veya avukatlık ortaklığı ile iş sahibi arasında bağıtlanan, hukukî ilişkilerin düzenlenmesini, hukukî sorun ve uyuşmazlıkların çözümlenmesini konu edinen, tam iki tarafa borç yükleyen bir sözleşmedir.

NİTELİKLERİ
1. Avukatlık sözleşmesi her iki tarafa borç yükleyen “tam iki taraflı” sözleşmedir. Avukatın yükümlülükleri, başta “özenle hizmetin yerine getirilmesi” olmak üzere varsa yazılı sözleşme, yasa, meslek kuralları, meslek örgütü kararları, mesleki düzen ve gelenekleri ile ortaya çıkmakta; iş sahibinin de başta ücret ödeme ve bilgi verme olmak üzere çeşitli yükümlükleri bulunmaktadır.
2. Avukatlık sözleşmesine konu hizmet, ücret karşılığı yapılan bir hizmettir. Ücret alınmaması veya AvK. gereği belirlenen ücretten az ücret alınması yasaktır.
3. Belli bir hukukî yardımın veya bir hizmetin yapılmasını konu edinen sözleşmedir. Avukatlık sözleşmesinin konusu olan ve avukat tarafından verilen hizmet; yasa işlerinde ve hukukî konularda görüş bildirmek, mahkeme, hakem veya yargı yetkisini kullanan diğer organlar önünde gerçek ve tüzel kişilere ait hakları dava etmek ve savunmak, adli işlemleri ve resmi dairelerdeki işleri takip etmek, bütün bu işlere ait evrakları düzenlemektir.
4. Avukatlık sözleşmesi, BK’daki hizmet sözleşmesi ve vekâlet sözleşmesi kalıplarında değerlendirilemeyen, kendine özgü kuralları olan bir sözleşmedir.
5. Avukatlık sözleşmesi, avukatlık tekel hakkına sahip kişilerce yapılabilecek sözleşmedir. Sözleşmenin bir tarafı, baro levhasına/baro avukatlık ortaklığı siciline kayıtlı avukat/avukatlık ortaklığıdır.

AVUKATIN ÜCRET HAKKI

Avukatlık, bir kamu hizmeti olup, avukat verdiği hizmet karşılığı ücrete hak kazanır. Avukatlık ücreti, avukatın hukukî yardımının karşılığı olan meblâğı veya değeri ifade eder (AvK. m. 164, I). Avukatlık ücreti, özel hükümlerle düzenlenmiştir.
Sözleşmenin Düzenlenmesi Kuralları
1.      Avukatlık sözleşmesi serbestçe düzenlenir(AvK. m. 163,I).

Mesleğin kamusal yönü ve devlet denetiminde yapılan bir meslek olması nedeniyle ücretin belirlenmesi tam anlamıyla serbest bırakılmamıştır.
Avukatlık asgarî ücret tarifesi (AAÜT) altında vekâlet ücreti kararlaştırılamaz(AvK. m. 164, IV; AAÜT m.1). Aksine yapılan sözleşmelerin ücrete ilişkin hükümlerdi geçersiz olup, ücrete ilişkin olarak AAÜT hükümleri uygulanır. Bu kural, hem maktu ve hem de nispi avukatlık ücreti için geçerlidir.

Baro yönetim kuralları, her yıl Eylül ayı içerisinde, yargı yerlerindeki işlemlerden alınacak avukatlık ücretinin asgari hadlerini gösteren birer tarife hazırlayıp, bunu TBB’ne gönderirler. TBB yönetim kurulu, gelen bu teklifleri de göz önüne almak suretiyle ülke düzeyinde uygulanacak tarifeyi hazırlar ve her yıl Ekim ayı sonuna
kadar onaylanması için Adalet Bakanlığı’na gönderir (AvK. m.168).
Onaylanan tarife, RG’de yayımlanarak yürürlüğe girer.

ÜST SINIR KISITLAMASI: Üst sınıra yönelik kısıtlayıcı uygulama sadece nispi olarak belirlenen avukatlık ücretinde söz konusudur. Avukatlık ücreti, dava olunanın veya hükmolunacak şeyin değerine göre nispi olarak belirleniyorsa veya dava ile istenen paranın bir bölümünü kapsıyorsa, başarıya göre değişmek koşuluyla değişken olarak saptanabilir. Ancak, bu durumda, durumda, avukatlık ücreti, ücreti, dava veya hükmolunacak şeyin yahut paranın yüzde yirmi beşini aşmaması gerekmektedir (AvK. m.164, II).

ÜCRETSİZ DAVA ALMA YASAĞI: Ücretsiz dava alınması halinde, durum baro yönetim kuruluna bildirilir(AvK. m.164, IV). Ancak, ücretsiz dava alınması istisnai hallerde (yakın akrabalık gibi) mümkündür. Bu nedenle ücretsiz dava alan avukatın, durumu baro yönetim kuruluna yalnız bildirmekle yenmemesi ücretsiz dava almasını haklı ve gerekli kılan sebepleri de açıklaması ve bu bildiriyi ücretsiz dava alındıktan sonra yapması gerekir.

AVUKATLIK ÜCRETİNİN BELLİ BİR İŞLE SINIRLANMASI:

Sözleşmede aksine bir hüküm yoksa, kararlaştırılan avukatlık ücreti yalnızca avukatın üzerine almış olduğu işin karşılığı olup, karşılık dava, bağlantı ve ilişki bulunsa bile başka dava ve icra takipleri veya her türlü hukuki yardımlar ayrı ücrete tâbidir(AvK.m. 173). Bunlar için ayrıca bir sözleşme sözleşme yapılması veya önceki sözleşmenin içine dâhil edilerek işlem yapılması gerekir. Bu işler, sonucunda avukatın ayrı bir ücret isteme hakkı doğar.

Avukat, üzerine aldığı işi kanun hükümlerine göre ve yazılı sözleşme olmasa bile sonuna kadar takip eder (AvK. m. 171, I). İşin sonuna kadar takibi demek, avukatın“kesin hüküm elde edilinceye kadar yapılması gereken işleri yapması” anlamına gelir.

Avukatlık ücreti, ya avukat ile iş sahibi arasında yapılan avukatlık sözleşmesine ücrete yönelik madde veya maddeler eklenerek ya da sadece avukatlık ücret sözleşmesi yapılarak belirlenir.
Avukatlık ücret sözleşmesi veya avukatlık sözleşmesinde yer alan ücret koşulu için öngörülen öngörülen biçim “yazılı” yazılı” yapılmasıdır yapılmasıdır(AvK. m. 163, I). Ancak bu şekil şartı, geçerlilik değil, ispat şartıdır. Yazılı olmayan anlaşmalar, genel hükümlere göre ispatlanır.
Avukatlık sözleşmesinin belli bir hukukî yardımı ve meblâğı yahut değeri kapsaması gerekir (AvK. m. 163, I). Miktarın para olarak belirlenmesi zorunludur. Avukatlık sözleşmesinde ücret, yabancı para olarak ya da yabancı para üzerinden TL olarak da kararlaştırılabilir.

Kanuna aykırı olmayan şarta bağlı sözleşmeler geçerlidir (AvK. m. 163, I).

Ücretin başarı ile oranlı bir şekilde belirlenmesi de mümkündür (AvK. m. 164, II). Yüzde yirmibeşi aşmamak üzere, dava veya hükmolunacak şeyin değeri yahut paranın belli bir yüzdesi avukatlık ücreti olarak kararlaştırılabilir. Ancak, başarı koşullu ücretin geçerli olabilmesi için, başarısızlık hali için de bir ücretin öngörülmüş olması gerekir gerekir. Aksi halde, ücretsiz dava alma durumu ortaya çıkar ve sözleşme geçersiz sayılır.

DAVANIN SONUCUNA KATILMA (HASIMLI DAVAYA İŞTİRAK) YASAĞI: Yapılacak sözleşmeler, dava konusu para dışındaki mal ve haklardan bir kısmının aynen avukata ait olacağı hükmünü taşıyamaz (AvK. m. 164, III).

Avukatlık sözleşmesinin ücret ile ilgili bölümüne ya da avukatlık ücret sözleşmesine, avukatlık ücretinin belirlenen günde ödenmemesi halinde ceza koşulu konulabilir.

AvK m. 164, IV- (…) Avukatlık ücretinin kararlaştırılmamış olduğu veya taraflar arasında yazılı ücret sözleşmesinin bulunmadığı yahut ücret sözleşmesinin belirgin olmadığı veya tartışmalı olduğu veya ücret sözleşmesinin ücrete ilişkin hükmünün geçersiz sayıldığı hallerde;
Değeri para ile ölçülebilen dava ve işlerde asgari ücret tarifelerinin altında olmamak koşuluyla ücret itirazlarını incelemeye yetkili merci tarafından davanın kazanılan bölümü için avukatın emeğine göre ilâmın kesinleştiği tarihteki müddeabihin değerinin yüzde onu ile yüzde yirmisi arasındaki bir miktar avukatlık ücreti olarak belirlenir.
Değeri para ile ölçülemeyen dava ve işlerde ise avukatlık asgari ücret tarifesi uygulanır.

AVUKATIN İSTİFASI HALİNDE ÜCRET
AvK m. 174, I- Üzerine aldığı işi haklı bir sebep olmaksızın takipten vazgeçen avukat hiçbir ücret isteyemez ve peşin aldığı ücreti geri vermek zorundadır (ayrıca bkz. Meslek K.m. 38).
Buna karşın avukat, haklı bir nedenle işi bırakmış ise, genel kurallar kurallar gereği kendisine ödenmesi gereken ücreti ve giderleri isteme hakkına sahiptir.
Avukatın isteyebileceği ücret, sözleşmesel ücret diyebileceğimiz iş sahibi ile avukat arasında yapılmış sözleşme gereği isteyeceği ücret ile yargı mercilerince avukata ait olmak üzere karşı tarafa avukatlık asgari ücret tarifesine göre yükletilecek ücrettir.
İş sahibinin işi, bir başka avukata vermesi halinde, ilk avukatın olur vermemesi durumunda iş kendiliğinden sona ermekte ve iş sahibi olur vermeyen avukatın ücretinin tamamını ödeme yükümlülüğü altına girmektedir(AvK. m. 172, III).

AVUKATIN AZLİ HALİNDE ÜCRET

AvK m. 174, II- Avukatın azli halinde ücretin tamamı verilir. Şu kadar ki, avukat kusur veya ihmalinden dolayı azledilmiş ise ücretin ödenmesi gerekmez.

İŞİN BAŞKA BİR AVUKATLA BİRLİKTE TAKİBİ HALİNDE ÜCRET

AvK m. 172, I, IV- İş sahibi, ilk anlaşmayı yaptığı avukatının yazılı muvafakatı ile, başka avukatları da işin kovuşturma ve savunmasına katabilir.
İlk avukatın muvafakatı ile işin başka avukatlar tarafından da takibi halinde iş sahibi, ilk avukatın ücretinden kısıntı yapamaz. Bu halde avukatların müvekkile karşı sorumluluğu konusunda 171 inci maddenin üçüncü fıkrası hükmü uygulanır.

TEVKİL YETKİSİ DAHİLİNDE BİR BAŞKA AVUKATIN TEVKİL OLUNMASI HALİNDE ÜCRET

Tevkil yetkisi çerçevesinde, avukat tarafından işe başka avukatlar dahil edilmişse, avukat artık bundan ötürü ayrı bir ücret isteyemez. Ayrıca, işi birlikte takip eden avukat da müvekkilden ücret isteyemez. Tevkil yetkisi ile iş tamamen başka bir avukata bırakılmışsa, tevkil eden ve tevkil olunan avukatlar, ücret sözleşmesindeki miktarı aşmamak şartıyla harcadıkları mesaiye karşılık olan ücreti müvekkilden isteyebilir. Tevkil eden avukat, peşin bir ücret almışsa, harcadığı mesaiye karşılıkolan miktarın fazlasını , tevkil ettiği avukata ödemekle yükümlüdür (AvK. m. 171, son f.)


AVUKATIN PEŞİN ÜCRETİNİ VEYA AVANS VE MASRAF ALMADAN İŞE
BAŞLAMAMASI

AvK. m. 173, II- Avukata tevdi edilen işin yapılması veya yapıldıktan sonra sonucunun alınması için gerekli bütün vergi, resim, harç ve giderler iş sahibinin sorumluluğu altında olup, avukat tarafından ilk istekte avukata veya gerektiği yere ödenir. Bu harcamaların avukat tarafından yapılabilmesi için, yeteri kadar avansın iş sahibi tarafından verilmiş olması gerektir. Avukatın iş için yapacağı yolculuk masrafları ve bulunduğu yerden ayrılma tazminatı, anlaşma gereğince iş sahibi tarafından ayrıca ödenir. Bu giderler giderler peşin olarak ödenmedikçeavukat yolculuğa zorlanamaz. Bu hükmün aksine sözleşme yapılabilir.

AvK. m. 174, III- Anlaşmaya göre avukata peşin verilmesi gereken ücret ödenmezse, avukat işe başlamakla zorunlu değildir. Bu sebeple doğabilecek her türlü sorumluluk iş sahibinindir. Yazılı sözleşmedeki diğer ödeme şartlarının yerine getirilmemesinden dolayı avukat işi takip etmek ve sonucunu elde etmekten mahrum kalırsa sorumluluk bakımından aynı hüküm uygulanır.

MESLEK KURALLARI 42- Avukat işle ilgili giderleri karşılamak üzere avans isteyebilir. Avansın işin gereğini çok aşmamasına, avanstan yapılan harcamaların müvekkile zaman zaman bildirilmesine ve işin sonunda avanstan kalan paranın müvekkile geri verilmesine dikkat edilir.

AVUKATIN HAPİS HAKKI

AvK m. 166, I- Avukat, müvekkili tarafından verilen veya onun namına aldığı malları, parayı ve diğer her türlü kıymetleri, avukatlık ücreti ve giderin ödenmesine kadar, kendi alacağı nispetinde elinde tutabilir. Ayrıca bkz. AvK. m. 39.
KOŞULLARI
1. Avukatın alacağının miktarının belli ve muaccel olması gerekir gerekir.
2. Avukat hapis hakkını uygulayacağı mala iş sahibinin oluru ile  veya ahzu kabz yetkisini kullanarak zilyet olmalıdır.
3. Alacak ile eşya arasında bağlantı bulunmalıdır.
4. Avukatın hapis hakkını ortadan kaldıran durumlardan birinin olmaması gerekir.
5. Hapis hakkı sadece avukatlık ücreti veya avukat tarafından yapılan giderler için kullanılabilir.
6. Alacakla orantılı olmalıdır.
7. Hapis hakkının kullanılacağı ve miktarı iş sahibine bildirilmelidir.

AVUKATLIK ÜCRETİNİN RÜÇHANLI BULUNMASI:

AvK m. 166, II, III, IV-Avukat, sözleşme ile kararlaştırılan ve hakim tarafından takdir olunan ücretinden dolayı, kendi çalışması sonucunda müvekkilin muhafaza ettiği veya kazandığı mallar ve davadaki diğer taraftan ilam gereğince tahsil edilecek para yahut alınacak mallar üzerinde diğer alacaklılara nazaran rüçhan hakkını haizdir. Rüçhan hakkı, vekaletnamenin düzenlenme tarihine, vekaletname umumi ise iş sahibi adına ücret konusu işten dolayı ilk yapılan resmi başvurma tarihine göre sıra alır. İş sahibinin iflası halinde avukatın vekâlet ücreti alacağı da rüçhanlıdır. Ancak, 9.6.1932 tarihli ve   2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 206 ncı maddesinin birinci birinci fıkrası hükmü saklıdır.

Bir ilamın cebri icra yoluyla infazına girişildiğinde, icra dairesi, takip talebinde bulunan tarafın ilamda adı yazılı olan avukatına, icra emri ile aynı zamanda düzenleyeceği bir bildiriyi, gideri takip talebinde bulunandan alınmak suretiyle, derhal tebliğ eder. Bu bildiri tebliğ edilmedikçe icranın sonraki safhlarına geçilemez. Avukata yapılacak tebliğin giderleri hakkında 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 59. maddesi hükmü uygulanır.

Avukatın ölümü halinde, mirasçılarına intikal eden avukatlık ücreti alacakları da, avukat alacakları gibi rüçhanlıdır. Şu kadar ki, üçüncü fıkrada yazılı bildirim zorunluğu bu kimseler hakkında uygulanmaz.